Sevgili Okurlarım; 
        
Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani, cumhurbaşkanı yardımcısı ve diğer üst düzey yetkililerle birlikte 15 Ağustos 2021 Pazar günü AFGANİSTAN’ı terk ettiler ve ABD öncülüğündeki askeri saldırıdan 20 yıl sonra Afganistan'daki Taliban direnişçilerinin iktidara dönmesine zemin hazırlayarak ülkesinden kaçtılar. Kaçmadan önce neler mi kaçırdılar? Soru İşaret olsun!


Afganistan’da Taliban birlikleri önemli görevleri kontrol altına alarak, Taliban askeri konseyinin üst düzey yöneticileri Kabil'deki başkanlık sarayına girdiler. Taliban sözcüsü Zabihullah Mücahid 15 Ağustos 2021 Pazar günü yaptığı açıklamada, "Afgan güçlerinin terk ettikleri mevzi ve resmi binalarda yağmayı önlemek amacıyla sıkı tedbirler için Savaşçıları görevlendirdiklerini” açıkladı. “Kuşatma hareketi kapsamında, yapılan hareket dahilin de hareketin insanların güvenliğini sağlamayı amaçladığını” söyleyerek bölge sakinlerini sakin olmaya çağırdı.

     Söylem ayrı icraat ayrı, Taliban savaşçıları yağmalama ve talan için girdikleri kabil kentinin yüksek lüks binalarında yağmalama sonrası, insanları pencerelerden attıkları medya görüntülerinden izledik.

    Yeraltı kaynaklarının uranyum dahil cevherlerle dolu olduğu Afganistan, yeraltı ile ilgilenmeden, yer üstü ile ilgilendi. Özellikle yer üstünde yetiştirdikleri uyuştrucu maddeleri terör örgütleri aracılığıyla Dünya piyasasına sürerek “Uyuşturucuda” önemli rol oynadı.

     Teknoloji ve ekipman yoksunu Afganlılar yer altına öldükleri zaman fosil katkısı ile katılacaklar galiba.  
    

      ABD alacağını aldı, Madenler üzerinde gerekli  yed-i emin (  "yed-i emin" ifadesi hukuki bir kavram. Kelime anlamı "güvenilir el" demektir.  Hukuki durumu çekişmeli olan bir malın, yargı tarafından bir karar verilinceye kadar, emanet olarak bırakıldığı, güvenilir kimseye verilen isimdir.) ABD hukusal değil de emperyalist sömürgecilik gücüyle yed-i emin olmayı sağlamış oldu. 
          
           Afganistan'da ABD'nin önderliğindeki savaş, 11 Eylül 2001'de ABD'ye yönelik saldırılardan sonra başladı. ABD, El Kaide terör örgütüne sığınan Afganların Taliban'ı devirmesine yardım etti. Savaş, Taliban'ın 20 yıl sonra Afganistan'da yeniden güç kazanmasına neden oldu. Washington'daki uzmanlar, dünyanın ABD güçlerinin Afganistan'dan çekilmesini izlediği bir dönemde Afganistan'daki ABD mirası hakkında sonuç çıkarmak için henüz erken olduğunu söylüyordu. Şimdi ise Afganistan da bırakın mirası Yeraltı kaynaklarının Yed-i emini oldu.

     11 Eylül 2001'de El Kaide teröristleri Amerikan uçaklarına el koymuştu, ve New York'taki iki Dünya Ticaret Merkezi binasını, biri Pentagon binasını ve Pensilvanya'yı bombalamıştı.  Olaylar sırasında 2997 kişi hayatını kaybetmişti.

      Bush, El Kaide'nin Afganistan'daki eğitim tesislerinin bombalanarak ABD hava saldırıları ve Afgan aşiret ittifaklarının taliban rejimini birkaç haftalığına devirmesini emretmişti. Kabil sakinleri sevinç çığlıkları ile   sokaklarda dans ediyorlardı, erkekler Taliban'ın talep ettiği sakallarını kesiyorlardı. ABD Başkanı Bush daha sonra Irak'a müdahale etmeye ve ülkeyi sözüm ona, Amerikan benzeri bir demokratik model temelinde yeniden inşa etmeye çalışarak Afganistan'daki misyonunu genişletmeye çalışmıştı. Bu arada Taliban hızla yeniden toparlandı ve Afgan sivillere yönelik intihar saldırıları dahil olmak üzere yıllarca silahlı direnişe başladı.

"Başkan Bush’a rağmen, savunma bakanı Donald Ramsfeld, ABD kuvvetlerinin Afganistan'dan bir an önce çekilmesini istemişti. 2009 yılında, dönemin Başkanı Barack Obama'nın iktidarının ilk döneminde, ülkeye ilave asker ve Müteahhitler göndererek ABD askeri kuvvetlerinin sayısını 100.000'in üzerine çıkardı. Birkaç yıl sonra asker sayısında azaltma yaptığını açıkladı.

    Eski ABD Başkanı Barack Obama: "Birçoğunuz için bu Afganistan'daki son turunuz olacak." demişti.  ABD Başkanlığına gelen Donald Trump, Amerikan askerlerini "ebedi savaşlardan" geri gönderme sözü verdi ve yönetiminin üst düzey yetkililerinden Şubat 2020'de ABD askeri güçlerinin 14 ay içinde ülkeden çekilmesi için Taliban ile bir anlaşma imzalamalarını istedi. Mevcut ABD Başkanı Joe Biden, Bush, Obama ve Trump'ın savaşı yönettikten sonra ABD müdahalesine son vermek üzere, ABD güçlerinin ülkeden kaotik çıkışını savunan Joe Biden, ABD'nin yıllar önce Taliban'ı iktidardan indirip Pakistan'da El Kaide lideri Usama bin Ladin'i öldürmesiyle (Usama Bin Ladin’ın ölümü bile halen mechuliyete gebe kalmıştır.) Afganistan'daki hedeflerine ulaştığını söylemişti: "Afganistan'daki misyonumuz hiçbir zaman hükümetin kurulmasıyla ilgili olmadı. Asla tek, merkezi bir demokrasi yaratmak değildir. Bugün, Afganistan'daki tek hayati ulusal çıkarımız her zamanki gibi aynı: Amerikan topraklarında bir terör saldırısını önlemek." oldu demişti.

    Ancak Dünya ve Afganistan içindeki ve dışındaki Afganlılar, ülkenin Taliban tarafından hızla ele geçirilmesini ve Kabil'den kaçan Amerikalıların ve diğer yabancıların görüntülerini duyguyla izliyorlardı.   Bir devlet demokrasi inşasını 20 yıllık süreçte tamamlanamıyorsa, bu uzun vadeli bir çözümde, ABD ve uluslararası toplumun etkin bir rolünün bulunmadığının gerçeğidir.
            
 Buyursun beyler; “ perhizi olanlar, Turşu sofrasına!”

      15 Ağustos Pazar günü Beyaz Saray önünde toplanan yüzlerce ABD'li Afgan, Taliban'ın Kabil'i ele geçirmesini kınadı ve ABD ve uluslararası toplumu Afganlara yardım etmeye çağırdı. Eylemin organizatörü Hamdard Qafuri şunları söyledi: "Hepimiz sesimizi duyurmak için buradayız. En azından Afganistan ve halkımız için bunu yapabiliyoruz. Protestocular, Taliban'ın Dini şeriat adı altında kıyım yönetimi Afganistan da kalarak yaşayacak Afgan halkı için endişeli olduklarını söylüyorlar.         20 yıl içinde ABD ve Nato’nun tüm kazanımlar iki ayda yok oldu. Taliban iki ay boyunca tüm ülkeyi nasıl ele geçirdi? Protestocuların soruları, Afgan hükümetinin düşmesinin nedeninin ABD askerlerinin çekilmesi ile Taliban yaklaşık 9 gün içinde Afganistan'ın 34 bölgesinin büyük bir bölümünü ele geçirdiğinin nasıl gerçekleşebildiğini anlamış olmadıklarını, sloganlarla duyurmaya çalışmaları olmuştur.     

       Gelişmeler neye gebe kaldı;  ABD ordusu son 24 saat içinde Hamid Karzai Uluslararası Havaalanı'ndan yaklaşık 3 bin 800 kişiyi, 14 Ağustos'tan bu yana ise 17 bin kişiyi tahliye etti. Beyaz Saray, Bu sayının, Temmuz sonundan bu yana yaklaşık 22 bin olarak tahmin edildiğini açıkladı. ABD Ordusundan, Tümgeneral William Taylor Cumartesi günü Pentagon'daki bir medya brifinginde, son bir hafta içinde tahliye edilen 17 bin kişiden 2 bin 500'unun Amerikalı olduğunu açıkladı.
    Almanya 18 Ağustos’ta ilk tahliye edilen vatandaşları, Aktivistleri ve yabancı güçleri Frankfurt'a taşıdı.

  17 Ağustos - Taliban, "İslam hukuku çerçevesinde" kadın haklarına saygı gösterme ve "kapsayıcı İslami" bir hükümet kurma sözünü açıklıyor. Ayrıca ortak bir "af" ilan ettiklerini ve insanları ülkeye ve mevcut ilerine geri dönmeye çağırıyorlar.
    ABD'nin küresel bir terör ağı olarak listelediği Haqqani Ağı liderlerinin de aralarında bulunduğu isyancı grubun temsilcileri Çarşamba günü Afgan başkentindeki tanınmış siyasilerin sığınaklarını ziyaret etti. Eski Afganistan Cumhurbaşkanı Hamid Karzai ve ülkeden kaçan Cumhurbaşkanı Eşref Gani'nin koalisyon müttefiki Abdullah Abdullah da Taliban liderlerini ağırlayanlar arasındaydı. Yapılan açıklamada "Eski Cumhurbaşkanı Eşref Ghani'nin kardeşi Haşmet Gani , Halil er-Rahman Hakkani'nin yardımıyla Afganistan İslam Emirliği'ne bağlılık sözü verdiği" açıklandı.

    Ve ABD Böylece, “koruyucu meleğin gövdesine yapışık Yarasa kanatlarının araları açılmaya başladı.     ABD’de başkanı Joe Biden ülkesinde eleştiriler yağmuruna tutuluyor. ABD Eyalet Valileri Göçmen kabul etme konusunda açıklama yapıyorlar.  Giderek artan çok sayıda ABD valisi, Taliban'ın Afganistan'ı hızla ele geçirdikten sonra ve Batılı ülkelerin büyükelçilerini ve müttefiklerini tahliye etmeye çalıştığı bir dönemde Afgan mültecilerin eyaletlerine yerleştirilmesine yardımcı olacaklarını açıkladılar. Pentagon'un ABD'ye 22.000'e kadar Afgan için geçici barınak sağlamak istediği bir dönemde en az 10 Eyaletin Valisi desteklerini açıkladı. “Bu bir diyet ödemesi mi acaba?”

       Cuhur Başkanı Sayın R.T.Erdoğan açıklamasında "Türkiye'nin Afganistan'daki askeri varlığı yeni yönetimin uluslararası sahnede elini güçlendirecektir." Ardoğan, “Türkiye'nin Afganistan'daki tüm taraflarla temas halinde olduğunu da sözlerine eklediği.” Basında yer alırken, NATO üyesi olarak Türkiye'nin Afganistan'da yaklaşık 600 askeri bulunuyor. Türkiye, NATO güçlerinin Haziran ayında ülkeden çekilmesi sonrasında Kabil'deki Hamid Karzai Uluslararası Havaalanı'nı korumayı teklif etti. ABD ve Türkiye, havaalanının Afganistan'daki diplomatik misyonlar için güvenli bir geçiş olarak açık tutulmasına ilişkin ayrıntılar üzerinde anlaştıkları basında yer aldı.
      Cumhur Başkanı Recep Tayyib Erdoğan Cuma günü yaptığı açıklamada, “ Türkiye olarak Van’dan başlayarak, Ağrı ve Iğdır İllerinin İRAN sınırları beton duvarlarla kapatılarak gözlem güvenlik kuleleri oluşturmaktayız,  Açıklamasını yaptı.   Türkiye'nin Kabil uluslararası havaalanını güvence altına alma planlarından geri döndüğü yönündeki haberlere rağmen, Türkiye'nin Afganistan'da oynayabileceği her türlü rol konusunda Taliban ile görüşmeler yapmaya hazır olduğunu açıkladı. Cuma günü yaptığı açıklamada  Talibana mesaj olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kapımızı çalarlarsa, onu diyaloğa açacağız." dedi.

     Komşumuz Yunanistanın Kamu Barışı Bakanı Mikhail Hristodulidis,    “Avrupa'ya geçmeye çalışan kaçak mültecilerin artacağı endişesiyle Türkiye sınırına 65 kilometrelik bir çit inşa ettik ve yeni bir gözetleme sistemi konuşlandırdık,”  "Sınırlarımız güvenli ve güçlü kalacak. Düzensiz mülteci akışına izin vermeyeceğiz" açıklamasını yapıyor.

    Türkiye ve Yunanistan Afgan göçmenlerinin Avrupa’ya akışına izin vermeyeceklerinin tablosunu çiziyor. Afgan Mülteciler İRAN’ın elinde şişecek galiba.

     Bekleyelim görelim, “Mevla neyler, neylerse iyi eyler”
       Sıkılmadan okuyun, sağlıklı yaşayın sağlıcakla kalın.